-
1 rol almak
v. take part, play a part, act a part, play, bear a part in -
2 rol almak
to have a part (in) -
3 konuk sanatçı olarak rol almak
v. guest -
4 rol
-de rol almak eine Rolle übernehmen (in einem Film);rol bölümü THEA Rollenverteilung f;rol kesmek sich verstellen;-de rol oynamak eine Rolle spielen (in, bei D);rol yapmak so tun als ob;-in (bunda) rolü olmak fig (dabei) eine Rolle spielen;-de rolüne çıkmak in der Rolle G auftreten (in D) -
5 rol
\rol almak eine Rolle übernehmenbelli bir kişinin \rolüne çıkmak in der Rolle einer bestimmten Person auftreten\rol kesmek sich verstellen\rol yapmak so tun, als obaktif/önemli bir \rol oynamak eine aktive/wichtige Rolle spielen -
6 rol
роль (ж)* * *- lü врз.rol almak — получи́ть роль, игра́ть
rolüne çıkmak — выступа́ть в ро́ли кого, исполня́ть роль кого
rol kesmek — притворя́ться, "игра́ть"; выду́мывать, измышля́ть
rol oynamak — игра́ть роль тж. перен.
rol yapmak — притворя́ться, изобража́ть, де́лать вид
tarihsel rol — истори́ческая роль
-
7 almak
vt1) nehmenboşa \almak auto den Gang (he) rausnehmenbir şeyi hafife \almak etw auf die leichte Schulter nehmenhava \almak leer ausgehenal benden de o kadar! ( fam) ( ben de aynı düşüncedeyim) ganz meine Meinung!, das meine ich auch!haber \almak eine Nachricht erhalten3) holen( derin) soluk \almak (tief) Atem holenönlem \almak Maßnahmen ergreifen [o treffen]bir şeyi ele \almak ( fig) etw in die Hand nehmen, etw anpacken, etw ergreifenbirinden kan \almak jdm Blut abnehmen [o abzapfen]bir bacağını aldılar sie nahmen ihm ein Bein abyerini \almak seinen Platz einnehmen8) ( biçim) annehmenbelli bir biçim \almak eine bestimmte Form annehmenbir şey biçim alıyor etw nimmt Form [o Gestalt] an9) sport belegenbirinciliği/ikinciliği/üçüncülüğü aldı er belegte den ersten/zweiten/dritten Platzdemir \almak den Anker lichtenbir sayının karekökünü \almak die Wurzel aus einer Zahl ziehen, eine Zahl radizieren12) ağır yara \almak schwere Verletzungen davontragen13) (satın \almak) kaufen -
8 rol
",-lü role, part. - almak to have a part, have a role (in a play); to perform (in a play). - kesmek colloq. to put on an act, pretend, playact, have someone on. -ü olmak /ın, da/ to have a part in, play a part in. - oynamak 1. /da/ to have a role in, play a part in. 2. to put on an act, pretend, playact. - yapmak to put on an act, pretend, playact." -
9 play a part
rol almak -
10 play a part
rol almak -
11 act a part
rol almak, rol oynamak -
12 act a part
rol almak, rol oynamak -
13 play
n. oyun, eğlence, oynama; tiyatro; gösteri, piyes; kumar; hareket————————v. oynamak, kımıldamak, hareket etmek, oynaşmak; canlandırmak [tiy.], rol almak; çalmak (müzik); numarası yapmak; bahis yapmak; turneye çıkmak; tutmak, tutmak ( ye)* * *1. oyna (v.) 2. oyun (n.)* * *[plei] 1. verb1) (to amuse oneself: The child is playing in the garden; He is playing with his toys; The little girl wants to play with her friends.) oynamak2) (to take part in (games etc): He plays football; He is playing in goal; Here's a pack of cards - who wants to play (with me)?; I'm playing golf with him this evening.) oynamak3) (to act in a play etc; to act (a character): She's playing Lady Macbeth; The company is playing in London this week.) oynamak, rol almak4) ((of a play etc) to be performed: `Oklahoma' is playing at the local theatre.) oynamak5) (to (be able to) perform on (a musical instrument): She plays the piano; Who was playing the piano this morning?; He plays (the oboe) in an orchestra.) çalmak6) ((usually with on) to carry out or do (a trick): He played a trick on me.) oyun oynamak7) ((usually with at) to compete against (someone) in a game etc: I'll play you at tennis.) oynamak8) ((of light) to pass with a flickering movement: The firelight played across the ceiling.) oynaşmak, hareket etmek9) (to direct (over or towards something): The firemen played their hoses over the burning house.) çevirmek, yöneltmek10) (to put down or produce (a playing-card) as part of a card game: He played the seven of hearts.) oynamak2. noun1) (recreation; amusement: A person must have time for both work and play.) eğlence, oyun2) (an acted story; a drama: Shakespeare wrote many great plays.) oyun, temsil3) (the playing of a game: At the start of today's play, England was leading India by fifteen runs.) maç, oyun4) (freedom of movement (eg in part of a machine).) oynaklık, hareket serbestliği•- player- playable
- playful
- playfully
- playfulness
- playboy
- playground
- playing-card
- playing-field
- playmate
- playpen
- playschool
- plaything
- playtime
- playwright
- at play
- bring/come into play
- child's play
- in play, out of play
- play at
- play back
- play down
- play fair
- play for time
- play havoc with
- play into someone's hands
- play off
- play off against
- play on
- play a, no part in
- play safe
- play the game
- play up -
14 сниматься
несов.; сов. - сня́ться1) çıkmak; ayrılmak, soyulmakколесо́ сняло́сь с о́си — tekerlek dingilden çıktı
с помидо́ров ко́жица снима́ется с трудо́м — domates kabuğu zor soyulur
2) çıkmakу меня́ сапо́г не снима́ется — çizme ayağımdan çıkmıyor
3) yola çıkmakснима́ться с я́коря — demir almak / alıp gitmek
на́ша гру́ппа снима́ется за́втра — разг. bizim grup yarın yola çıkıyor
с авиано́сца сня́лся истреби́тель — uçak gemisinden bir av uçağı kalktı
4) resim çektirmek / çıkartmakснима́ться в кино́ — filim çevirmek, filimde rol almak
у како́го фото́графа ты снима́лся? — resmini hangi fotoğrafçıya çıkarttın?
••снима́ться с учёта — (kendi) kaydını sildirmek
-
15 როლი
i.rolროლის შესრულება rol almak, icra etmek -
16 feature
yüzün herhangi bir tarafi; bir seyin göze çarpan tarafi, özellik, belirleyici nitelik; uzun film; makale, -in belirleyici, göze çarpan özelligi olmak; (göze çarpan bir özellik olarak) içermek, yer, rol vermek; yer, rol almak -
17 perform
yapmak, yerine getirmek, icra etmek; oynamak, temsil etmek; rol almak, rol oynamak; çalmak -
18 guest
n. misafir, konuk, davetli, asalak canlı————————v. konuk sanatçı olarak rol almak* * *1. konuk 2. misafir* * *[ɡest](a visitor received in a house, in a hotel etc: We are having guests for dinner; ( also adjective) a guest bedroom.) misafir -
19 take part
yeralmak, katılmak, rol almak* * *katıl -
20 bear a part in
v. rol almak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
rol almak — bir oyunda görev almak Halide Edip Hanım ın Kenan Çobanları nda rol almıştı bu kız. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
rol — is., lü, sin., tiy., Fr. rôle 1) Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı 2) mec. Bir işte bir kimse veya şeyin üstüne düşen görev Ev kadını rolünü çok ciddiyetle ele almıştım. H. E. Adıvar 3) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rol oynamak — 1) oyunda rol almak 2) mec. birinin bir işte önemli etkisi olmak Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Morphologie du hongrois – le nom, l'adjectif et le numéral — Cet article traite des types de mots nominaux du hongrois, sauf les pronoms. Sont passés en revue, dans la vision de la grammaire traditionnelle, le nom, l’adjectif qualificatif et le numéral, avec les morphèmes qui expriment le nombre, les cas,… … Wikipédia en Français
film çevirmek — sin., TV 1) beyaz perdede oynatılacak bir eseri filme almak veya bu eserin çekilişi sırasında rol yapmak Sanki buraya film çevirmeye gelmişti. S. F. Abasıyanık 2) argo eğlenmek, hoş vakit geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük